7 Aralık 2015 Pazartesi

Mutsuz ama Umutlu...



Yıllardır öğrenciyim defalarca sınavlara girdim girmeye de devam ediyorum.Bazen sınavda bir soruyu sallarsınız doğru çıkar,insana çok büyük keyif verir.Tam tersi bildiğin halde yanlış yaptığın sorular da olur,o da büyük sıkıntı verir.Fenerbahçe bu sezon çok kötü top oynayıp maçlar kazandı. Oyun sıkıntı verse de böyle 3 puanların içten içe verdiği keyif başkadır.Bu hafta ise Fenerbahçe ikinci yarıda 10 kişiyle zayıf rakibi Gaziantep'e karşı iyi oynayıp kazanamadı.Böyle bir kaybın üzüntüsü de güçlü bir rakibe karşı kötü oynayarak yapılan kayıplara göre daha çok olur.

Fernandao'nun 3. dakikadaki kafası içeri girse son haftalarda sezon başındaki kötü görüntüsünden sıyrılmış Fenerbahçe için ligin zayıf ekiplerinden Antep'e karşı oynayacağı maç kolay geçebilirdi.O top girmedi,3 dakika sonra Antep'in golü geldi.Fenerbahçe yine duran toptan gol yedi.Bu golden 5-6 dakika sonra Hasan Ali ile bir fırsatı değerlendiremeyen Fenerbahçe o pozisyonda sonra Konya maçının ilk yarısındakine benzer bir görüntüye büründü.Topa hakim olan,ileride basan ama ortadan ve kenarlardan pasla ceza sahasına girmek yerine sadece orta deneyen bir oyun anlayışı vardı.Josef ve Topal birkaç maçtır yaptıkları ceza sahası koşularını yapmadı.Duran toplarda savunma yaparken olduğu gibi hücum yaparken de sıkıntıları olan Fenerbahçe,gol aradığı bir duran top sonrasında 10 kişi kaldı.Bu karttan sonra Vitor'un Caner'i almak için 7 dakika beklemesi anlamsızdı.İlk yarı Fenerbahçe'nin vasat oyunuyla sona erdi.İkinci yarının hemen başında golü bulan Fenerbahçe için galibiyet yakın gözüküyordu ama Fenerbahçe'nin pozisyon yokken gol yeme hastalığı nüksetti.Kalan bölümde iyi oyununu sürdüren Fenerbahçe beraberliği bulsa da bu maçtan daha fazlasını alamadı ve son 10 maçta Antep deplasmanında 11 puan kaybetmiş oldu. 

Fenerbahçe 5 maçtır en az 45 dakika keyif veya umut veren görüntü ortaya koyuyor.Vitor sezon başındaki sorunların çoğunu çözdü.Josef'in yerine Ozan'ı;Alves'in yerine Ba'yı oynatmaya başlarsa herşey daha kolay olur.

Kornerlerde pas yapma ve sürekli ön direğe orta açma işini sevmiyorum.Pas yapmayacak olsak bile topun başında 2 kişi durmasını ise anlamıyorum.Korner sonrası seken topları toplayamadığımız zaman anlayamadığım bu duruma sinirleniyorum.

Nani sezon başından beri Fenerbahçe'nin hücum gücüne büyük katkı yaptı.Kötü oynarken bile katkı veriyor ama sahadaki ciddiyetsiz halinden rahatsızım.Volkan Şen'in oyuna girdikten sonra vurdumduymaz hali Volkan'ın geçmişine baktığımızda sürpriz değil.Forma adaleti konusunda Vitor'un zaman zaman sıkıntıları oluyor.Volkan da bunun mağdurlarından biri ama bu şekilde formayı alamaz tam tersi taraftarın desteğini kaybeder.Alper'i ve Hasan Ali'yi örnek almalı.

Fenerbahçe'nin maça çubuklu formayla çıkması hoşuma gitti,futbolcularımızın beraberlik gollerinden sonraki aşırı sevinçleri ise tam tersi hiç hoşuma gitmedi.Fenerbahçe 1 puan kazanmaz,2 puan kaybeder.Beraberliğe sevinmez,hemen galibiyeti arar.İnönü'de Baroni'nin durumu 2-2 yapan golünden sonra Semih'in hemen topu alıp santraya koşması futbolcularımıza örnek olsun.

1 puana sevinilmez ama lig sonunda bazen 1 puan hatta bazen 1 gol aranır.Bugün üzüldüğümüz ama neticede 10 kişiyle alınmış 1 puan belki 2016'ın nisan,mayıs aylarında bizi mutlu eder.Belki de Fernandao'nun duraklamalarda direkten dönen topu bu gece olduğu gibi o zaman da uykularımızı kaçırır.

Bu haftaya girerken kalan 4 maçta 1 beraberlik alacağımızı tahmin ediyordum ama bunu Başakşehir yada Gençlerbirliği maçında bekliyordum.Bu akşamdan sonra bu maçları kazanmak zorundayız.Bu haftaya girerken yaptığım Fenerbahçe'nin ilk devreyi Beşiktaş'ın 4,Galatasaray'ın 5 puan önünde lider bitireceğine dair tahminim ise hala geçerli.

Gelelim maçın hakemine...Tokat ailesinin hakem camiasına en son katılan üyesiyle geçen sezon Bayburt maçında tanışmıştım ve kendisinin ne olduğuna dair kararımı o maçta vermiştim.Mustafa Denizli'nin Galatasaray teknik direktörlüğüne gelmesi,Fenerbahçe'nin lider olması ve önümüzdeki hafta Beşiktaş-Galatasaray maçının olması sebebiyle bu hafta Fenerbahçe maçında 6.haftada olana benzer bir operasyon bekliyordum.Maça Serkan Tokat'ın atanması ve maçtan 1 gün önce geçen hafta kırmızı kart görmüş Antep oyuncusunun cezasının ertelenmesi bu beklentimi arttırmıştı.

Antep'in attığı ilk golde elle oynama var,Hasan Ali'nin atıldığı pozisyonda temas varsa hareketten dolayı sarı kesin,kırmızı tartışmalı.İlk gördüğümde kırmızı demiştim ama sonradan düşününce bariz gol şansı konusunda kararsız kaldım.Diego'nun penaltısı doğru karar.Alper'in attığı golde elle oynama var.Caner'in son dakikadaki hareketi penaltı.Markovic'e hem üstten hem alttan yapılan faule yardımcı hakemin uyarısına rağmen devam demek skandal.O faulü yapan futbolcunun o dakikada oyunda olması ve maçı sarı kart bile görmeden tamamlaması da ufak çaplı bir Ersan Gülüm vakası.Duraklamalarda Gökhan'ın orta sahada kazandığı ve net atak fırsatımızın elimizden alındığı pozisyona çalınan faul de yanlış.Yazarken atlamış olabileceğim pozisyonlar olabilir zira hakem olarak sahaya çıkan şahsın doğru verdiği karar sayısı çok az.İki tarafın aleyhine de yapılan ciddi hatalar var.İlk golde doğru karar verse Fenerbahçe maçı rahat alabilirdi ama toplama baktığımızda Antep'in de epey hakkı yendi.Beşiktaş-Fenerbahçe veya Beşiktaş-Kasımpaşa maçı gibi sonucu direkt olarak hakem tarafından tayin edilen bir maç olmadı.Kesin olan ise Serkan Tokat'ın hakemlik yapmaması gerektiği ama soyadıyla uzun yıllar birçok maçı katleder.  

Maç sonunda Vitor'un penaltı konusunda serzenişleri vardı.Rakipleri Galatasaray ve Beşiktaş'a verilen komik penaltıları o da bizim gibi izliyor.Fenerbahçe'nin rakiplerine verilen doğru-yanlış penaltıları ve benzer pozisyonlarda rakip Beşiktaş yada Galatasaray ise verilmeyen penaltıları o da görüyor.Antalya,Bursa ve Osmanlı maçlarında verilmeyen penaltılarımızı o da biliyor.Vitor isyanında haklı ama bu ülkede tıpkı kendisinden önceki Fenerbahçe teknik direktörleri gibi bunlarla mücadele edeceğini bilmesi gerekiyor.Vitor'un açıklamalarından sonra internete düşen aşağıdaki bilgi de çok şey anlatıyor.

Son 15 sezonda sadece 2 defa ilk 2 dışında kalan Fenerbahçe,Galatasaray'dan 19,Beşiktaş'tan 16,Trabzonspor'dan 10 penaltı eksik kullanmış.Hatta Antep'in bile gerisinde kalmış.

Fenerbahçe'nin her sezon ortalama 8-10 civarı net penaltısı verilmediği için bu sayılar normal.

Vitor şunu da bilsin bunlarla mücadele ederken objektif ! spor yorumcuları tarafından yerden yere vurulacak.Her türlü desteği alıp takımlarına hiç birşey oynatamadan hakem yardımıyla maç kazanan meslektaşlarına ise aynı objektif ! yazarlar övgüler yağdıracak.

Tercüman Deniz ile beraber bir spor programı izlerse "Hakemler büyükleri kolluyor,onlara başka çalıyor." gibi cümlelerin içinde her türlü desteği alan rakiplerimizle aynı kefeye konulduğumuzu duyabilir.Hatta bazıları daha da ileri giderek Beşiktaş'ı mağdur ilan edip,federasyonu Fenerbahçe'nin yönettiğini iddia edebilir.

Önümüzdeki perşembe Fenerbahçe'nin belki de 18 Mayıs günü Basel'e uzayacak yolculuğunun devam edip etmeyeceğini öğreneceğimiz bir maç var.Yolculuğun uzaması lazım bunun için de dikkatli ve ciddi olmak lazım.Pazar günü de kazanıp,pazartesi her türlü karlı çıkacağımız maçı rahatça izlemek lazım.Ben pazartesi tekrardan koltuğu alacağımızı ve bu sefer kolay kolay bırakmayacağımızı düşünüyorum ama alamazsak da "ciddi" rakibimizin adı değişir,yine kazanmış oluruz.Tabi bunun için önce pazar günü galibiyet lazım.

Fenerbahçe kaybettiğinde gece uyumak,sabah uyanmak çok zor.Hele ertesi gün pazartesiyse ve Fenerbahçe dışındaki işlerinde yoğunluk varsa daha da zor.Perşembe ve pazar statta olmak teselli; pazartesi kura ve her türlü kazançlı olacağımız bir maç olması ise umut verici.

Hiç yorum yok :